Kategoriler
Güncel Haberler & Duyurular
Firmalar
Örme Dünyası Dergisi
Vefat
Düğün
Sakat Kumaş Analiz Raporu
ARTAN ELEKTRİK FATURALARI NEREYE GİDİYOR 6 Aralık 2021
Türkiye’nin önde gelen enerji şirketlerinden birinin Satış Kanalında Proje yöneticiliği ve Satış Müdürlüğü görevini yapan, ayrıca bağımsız olarak şirketlere enerji danışmanlık hizmeti veren Sinan Akkaya ile elektrik maliyetlerine yönelik söyleşimizi yaptık.
Elektrik Faturaları neden sürekli artmakta?

Elektrik fiyatlarının sürekli zamlanması en çok konuşulan konulardan birisi. Nedeni ise elektriğe olan talebin sürekli artmasıdır.

Tüm dünyada enerji fiyatları daima yukarı yönlü eğilim içindedir. Neticede enerji kaynakları sınırlı
ancak enerjiye olan talep her geçen gün artmaktadır. Sınırlı bir kaynağa olan talebin artması durumunda
fiyatların yukarı doğru çıkması sürpriz değildir. Yani enerji fiyatlarının yukarı yönlü trendi sadece
Türkiye’de yaşanan bir durum değil, global bir durum olarak görünmektedir. Talebin yüksek olması
fakat üretimin yetersiz kalmasının en büyük nedeni maliyetlerin yüksek olmasıdır, maliyetlerin
yüksek olması ayrıca enerji üretimi yapan şirketlerin yatırım yapmasına engel olmaktadır.

Enerji maliyetlerindeki artışın nedeni nedir?

Tüketicilerin “Neden elektrik faturam bu kadar yüksek geldi?” sorusunun yanıtının daha önce
enerji maliyetlerindeki artış olduğuna değinmiştik.

Peki bu maliyetlerin artmasına neden olan nedir? Şu anda dünyada maliyetleri en çok artıran kalemlerin başında artan doğal gaz fiyatları gelmektedir. Gaz fiyatlarının rekor kıracak düzeyde artması ve bu artışın bir türlü son bulmaması enerji maliyetlerini tüm dünyada kriz haline getirmiş durumdadır. Avrupa’nın spot piyasalarında 1000 metreküp gazın fiyatının geçen yıla oranla çok yüksek bir artış gösterip 500 doların üzerine çıkması sonucunda Almanya’daki elektrik abonelerinin aynı miktardaki elektrik tüketimine geçen yaz 100 Euro öderken bu yaz 160 Euro ödemek zorunda kalmasına neden olmaktadır.

Artan fiyatlar karşısında İspanya enerji vergilerini şimdiden düşürdü, İngiltere’de özellikle faturalarını ödeyemeyecek durumda olan tüketicilere hükümet yardımı gündemde. Tıpkı Türkiye gibi Avrupa’da da elektrik üretiminde doğal gaz hatırı sayılır bir öneme sahip. Doğal gaz kömüre göre daha az karbon salınımına neden olduğu için son dönemde daha da rağbet görüyor.

Enerji maliyetlerindeki artışı etkileyen faktörler nelerdir?

Bu basit sorunun yanıtı çok katmanlı ve farklı sebeplerle açıklanabilir. Durumu daha iyi anlamak için
arz ve talep cephesine iyi bakmak gerekiyor.
İlk olarak; Salgın sonrasında; ekonomilerin canlanması ve kapanan işlerinin açılması demek, ulaşımın artması, ekonomide finanstan gıdaya hareketlenme olması anlamına gelmektedir. Yani bir önceki yıla göre
(sıra dışı bir yıldı, çünkü kapanma bazı ülkelerde neredeyse ekonomi çarklarını durdurdu) canlanma artan talep demektir. Üstelik bu durum Avrupa’ya özgü değil.

Örneğin üretim merkezi olarak görülebilecek olan Asya/Asya Pasifik bölgesine giden sıvılaştırılmış doğal gaz gemilerinin sayısında ciddi bir artış var. Gemilerin rotalarını  Avrupa yerine Asya pazarına çevirmesinin nedeniyse doğal gaz fiyatlarının orada daha yüksek olmasıdır. Enerji ihracatçısı ülke, aynı miktar gaza daha fazla ücret ödeyen Asya’yı Avrupa’ya tercih ediyor.
Bu durum hali hazırda artan talebe karşın gaza erişememenin ilk ayağını sunuyor. 

İkincisi ise iklim krizinin yarattığı koşulların ; enerji talebine, enerji tüketimine ve üretime etkisidir. İklim krizi, son on yılda daha görünür biçimde dünyada hissediliyor, rekor kıran sıcaklıklar, orman yangınları, aşırı yağışa bağlı sel bu durumun akla gelen örnekleri.

Sıcaklık kısmında ilerlersek, Hükümetler Arası İklim Paneli Raporu’nda da altı çizildiği üzere sıcaklık değerleri Türkiye dahil olmak üzere dünyanın pek çok yerinde rekor kırıyor. Bu analiz bağlamında bu tespitin iki sonucu var: 1-Soğutma için elektrik kullanımında artış (klima/buzdolabı) ve 2-kuraklık nedeniyle akar suların debisindeki düşüş sonucunda hidroelektrik üretiminde  gerileme.
Özellikle sıcak artışı, kışın sürekli çalışan kombi gibi bazı şehir ve bölgelerde klimaların 24 saat çalışması anlamına geliyor. Benzer bir durum gıda ve içeceklerin korunması için de buzdolaplarının derecelerinin
düşürülmesine uzanıyor. Bu durum kış ile yaz arasında tüketilen elektrik/gaz açısından durumun giderek benzeşmesi demek. Talep cephesindeki bu yeni gerçek arz cephesi, yani gaz akışında karşılık bulamadığındaysa basit iktisat devreye giriyor: fiyat artışı.

Son dönemde yaşanan fiyat artışlarıyla ilgili görüşleriniz ve bu artışlar ne kadar daha devam edecek?

Enerji piyasalarında işlem gören petrol, doğal gaz, kömür ve elektrik fiyatlarında yaşanan artışlarda tek bir
faktörün değil birçok faktörün bir araya gelmesinin etkili olduğu görülüyor. Dünya genelinde birçok ülkede
etkili olan kuraklık nedeniyle elektrik üretiminde doğal gaz ve kömür santrallerinin payının artması bu
iki ürüne olan talebi artırırken arzın talebi karşılamakta yetersiz kalması fiyatların hızla yukarı tırmanmasına
neden oldu.

Geçtiğimiz aylarda Avrupa’daki rüzgâr ile elektrik üretimindeki yaşanan düşüş, yükselen karbon fiyatları,
elektrik talebinin pandemi öncesi seviyelere yükselmesi elektrik fiyatlarındaki artışı destekleyen etkenler
olarak gözükmektedir.

Önümüzdeki süreçte dünya genelinde enerjide yüksek fiyat döneminin yaşanabileceği görülüyor. Enerji fiyatları hızla artarken birincil enerji tüketiminde yüzde 72, petrolde yüzde 92 ve doğal gazda yüzde 99’a yakın oranda dışa bağımlı olan ve enerji tüketimi sürekli artan Türkiye’nin enerji piyasalarındaki artışlardan etkilenmesi ne yazık ki kaçınılmaz.

Sanayiciye, enerji maliyetlerini düşürecek önerileriniz nelerdir?

Sanayide üretim maliyetlerinin büyük bölümünü çoğu zaman enerji giderleri oluşturmaktadır. Ancak enerji
giderlerinin düşürülmesi için tek çare, enerji satın alma birim fiyatlarını düşürmek değildir.
Sanayicilerimiz enerji maliyetlerini düşürmek için ilk olarak ürün başına birim enerji giderlerinin maliyetini
azaltmak ve verimliliği artırmak zorundadır.

Verimlilik en az girdi ile en çok çıktıyı elde edebilmektir. Amacımız daha az enerji ile daha fazla iş üretmektir. Verimli enerji tüketen işletme olabilmek için; bir birim hizmet veya ürün elde etmek için tükettiğimiz enerji miktarını düşürmemiz gerekmektedir.


Sizin eklemek istedikleriniz ve örme sektörüne mesajınız?

Ülkemizde düşük maliyetle üretilemeyen enerji, dolayısıyla sanayimizin üretim maliyetlerini de arttırmakta,
karlılıkları olumsuz etkilemekte veya rekabet koşullarında ciddi avantaj kaybettirerek üretimi daha da zor hale getirmektedir. Sanayide ürün maliyetleri içindeki %8-50 arasında değişen enerji maliyeti payının azaltılması, rekabet koşullarında da önemli avantajlar kazandıracaktır.

Kaynakların azaldığı ve enerji sorunlarının giderek arttığı bir dünyada enerji verimliliği daha da önem
kazanmaktadır. Yakın zamanda, enerji giderlerini dikkate almayan, enerji departmanı olmayan şirketler rekabet ortamında zorluklar yaşayacak ve hatta saf dışı kalabileceklerdir. Bu nedenle her işletmenin mutlaka bir enerji politikası olmalıdır.

Tüm sanayicilerimize bu süreçte her zaman olduğundan daha fazla temkinli hareket etmesi gerektiğini ve Enerjide daha verimli bir Türkiye yaratmamız temennisi ile herkese iyi dileklerimi iletiyorum.



Bu haber 1509 defa okunmuştur.